Sürdürülebilir kalkınma amaçlarının 10 nolu olanı eşitsizliklerin azaltılmasını hedefler. Gelir eşitsizliği, bütün eşitsizliklerin en önemlisi. Aslında mevcut küresel sistemin yarattığı bölüşüm adaletsizliğinden kaynaklanıyor. Yoksa, dünyanın yeterli gelir üretememek diye bir sıkıntısı yok. Ürettiğini, inanılmaz berbat bir şekilde bölüşüyor.
Şirketler içindeki ücret adaletsizlikleri de bu berbat bölüşüm sisteminin bir yansıması. Özellikle anglo-sakson şirket kültürü 90’lardan başlayarak bir CEO efsanesi yarattı.Son on yılda buna bir de”” C level” eklendi. Efsaneler şirket içi gelir bölüşümünün, toplumun genelinde olduğu gibi daha da kötüleşmesine neden oldu.
350 büyük ABD şirketi için çıkarılan bir endekse göre ortalama çalışan ücreti ile CEO arasındaki ücret farkı,1960’da 20,4 kat iken, 2022 yılında 344,3 katına çıktı. Tam bir uçurum. İngiltere’deki “pay tracker” raporuna göre CEO ücreti ülkedeki ortalama yaşam standardı gelirinin 386 katı.
ABD ve İngiltere’deki bu gelişim, kısmen de olsa önlem alma gereğini doğurdu.
İngiltere’de 260’dan fazla çalışanlı Borsa şirketleri ücret oranları bildirmekle yükümlü hale getirildiler Buna göre en yüksek ücretle, kalan çalışanların yüzde 25, inin, yüzde 50’sinin ve yüzde 75’inin ücretleri karşılaştırılarak açıklanıyor.
ABD’de bir Wall Street reformu ile Borsaya açık olan şirketler de CEO hariç çalışanların yıllık ortalama geliri ile CEO yıllık geliri arasındaki oranı bildirmekle yükümlü hale getirdiler. Yine birçok eyalet şirketlerin ücret oranlarını çalışanlara açıklamayı gerektiren düzenlemelere gitti.
Ücret farklılıklarını analize etmek üzere kurulan modeller, ayrıca demografik gruplara göre adaletsizlikler yaratılıp yaratılmadığını da belirliyor. Kadınlar, göçmenler, siyahlar gibi gruplara yönelik standart bir düşük ücretlendirmek oluşup oluşmadığı da inceleniyor.
Demografik gruplar arasında en yaygın karşılaşılan küresel adaletsizlik kadınlara daha düşük ücret ödenmesi şeklinde. İLO’nun bir çalışmasına göre Türkiye’de kadınlara ödenen ücret yüzde 15,6 daha az. Ancak bir OECD çalışması kadın erkek ücret farklılaşması açısından Türkiye’nin görece daha olumlu bir noktada olduğunu da gösteriyor Cinsiyete dayalı ücret farkının en yüksek olduğu Ülke Yüzde 31,1 ile Güney Kore. O’nu yüzde 24,3 ile İsrail takip ediyor. Bu çalışmada Türkiye &10 ile alt sıralarda. Yani daha olumlu bir noktada.
Ancak bahsettiğimiz ana eşitsizlik noktası kadınlar içinde de geçerli. Çok az kadın CEO, aşırı yüksek seviyede farklılaşmış iken çalışan kadınların büyük kitlesi diğerleriyle birlikte düşük ücret seviyesinde kalıyor. Demografik gruplar Ana mesele, en üst pozisyonlarla ortalama çalışan arasındaki aşırı yüksek hale gelen farklılıklar.
Türkiye’deki oranlarla ilgili benim elimde bir veri yok. Bilen varsa, paylaşırsa sevinirim. Sonuç olarak, özellikle bölüşüm ve gelir eşitsizliği küresel bir kangren. Küresel şirketler de bu sorunun bir parçası, çözümün de bir parçası olabilirler mi? Bilmiyorum.